*|Yarnın doğası bügünden yaratılır |

ALLİANOİ AĞITI

19.05.2011 20:12

 

Tarihi kapatıyorlar. Üstüne beton döktüler, sonra da suyu salıverecekler.

Betonun ve suyun altında kalan tarih, dayanabildiği kadar dayanacak, sonra terk edecek zamanı. Onu görmek, gezmek, ondan öğrenmek, hiç değilse yıllar sonra yeniden bulup çıkarmak imkânı yok artık.

 

Çok yakın zamanlara kadar, insan elinde büyük, yıkıcı, öldürücü teknolojiler birikmediği, insanın mahareti bu kadar artmadığı için kendi kendine eskirdi tarih. Katmanlar halinde uygarlıklar üst üste yığılırdı ve biz de usulca kazarak, fırçalarımızla okşayarak, geçmişimizi merak eder, geçmişten kalan izleri gün ışığına çıkartırdık. Geçmişi öğrendikçe gelecek karanlıktan kurtulurdu.

Çünkü tarih, biliyoruz ki, helezonlar çizerek, zaman ve uzam içinde yayılan, kendini tekrarın imkânsızlığı içinde inkâr ederek sürekli yenileyen bir harekettir.

***

Biz de işte şimdi, “ne var ki bu taş yığınında” diyen, yalnızca yaşadıkları zamanı zaman sayanlarla hesaplaşmanın imkânsızlığını ve güdüklüğünü yaşayıp gidiyoruz.

Zaman hırsızlarıdır onlar, tarih yıkıcıları.

Kendilerini, yaşadıkları anın boşluğu kadar var edebiliyorlar. Yaşadıkları anın çıkarlarından başka söz edebilecekleri bir tek kelimeleri bile yoktur onların. Yoksul bir dil, birkaç yüz banknot, limiti yüksek bir kredi kartıdır onlar için hayat. Ölüp gidecekler de ne anı, ne zamanı, ne geçmişi, ne geleceği bilecekler.

Geçmişi, uydurulmuş kahramanlık hikâyeleri sanıyorlar.

Geleceği, Hollywood’da planlanan bir bilim kurgu olarak öğrendiler.

Bu nedenle de tarihin gerçek hikâyelerini, insanın büyük masalını, efsanelerin gizlendiği surları, sütunları, insanoğlunun kendini hep bir üst boyutta büyüterek yücelterek tekrar eden aşkını anlamaları imkânsız.

***

Zamanın ta kendisi olan hareketin yasalarını yenebilirler mi?

Yenemezler, ama şimdi o hareketin en etkin varlığı insanı iğdiş etmenin, eylemsiz kılmanın yollarını öğrendiler. Tekerlerine taş koyanlara ise öyle kızıyorlar ki, hayatı zamanı birlikte yok edebilecek nükleer silahlara, santrallara karşı çıkanlara öyle diş biliyorlar ki, ellerinden gelse bir kaşık suda boğarlar onları.

Tarihe karşı kızgınlıklarının nedeni de budur. Tarih iyice ortaya çıkartılırsa, onu yapanın insanlar olduğu bilinirse; taşların, surların, sütunların içinde kıvrılarak kendini yeniden var eden inkârın hikâyesi öğrenilirse, yaşadıkları zamanın dar çıkarlarına mahkûm kötülük ortaya çıkar diye telaşlanıyorlar.
Bunun için hesap sormayı yasaklayan yasalar çıkartıyorlar.

Bunun için denetlenemez olmak istiyorlar.

Biz zamanın içinde geriye doğru gittikçe nice tiranın, şahın, padişahın, kralın, kraliçenin, papanın, Hitler’in ve sonrakilerin geçip gittiklerini görürüz diye çabuk çabuk beton döküyorlar tarihin üstüne.

Tarihi küçümsemelerinin nedeni budur.

***

Yine de zaman onların zamanı. Bu kez de yitirdik savaşı.

Allianoi’yi kurtaramadık.

Başka kurtarılacak yerler, zamanın değirmeninde ayakta kalmayı başarmış, narin küreklerimiz, zarif fırçalarımızla gün yüzüne çıkartılmayı bekleyen gelecekler vardır.

Belki beton dökülmeden önce gördüklerimizi anlatan hikâyelerle, şiirlerle zorbalara direnmenin, az çok bir şeyler kurtarmanın yolunu bulabiliriz.

Belki de tarih hep zorbalarla savaşan, yenildikçe kendini büyüten, olgunlaşan, “hayır” demeyi bilen, yenildikçe güçlenen insanın hikâyesidir.

Güzeldir o hikâye.

Sizler hikâyenin kendini yok eden zalimlerisiniz.

Biz de işte o hikâyenin mazlum kahramanları.

Sitede ara

“Dünya karanlık ve nefretten vazgeçti mi?
Bilim Kurgu filmlerindeki felaket senaryoları tek tek gerçek oluyor.
Yapay seralarla, oksijen fanusları altında karanlık bir dünya kalacak geriye..
Derebeylik çağlarına geri dönüldü.
Emperyalistler, görülmedik bir haksızlık ve sahtekarlık tarihi yazıyorlar.
Tek tanrıları para ! Hiçbir korkuları, zerre kadar merhametleri yok !
Çokuluslu şirketlerin güdümünde, küreselleşme ( ! ) adına ulusal sınırları hiçleyip ülkeleri parçalıyor, işgal ediyor, insanları, çocukları katlediyorlar.
Bütün coğrafyalardaki hesaplar açık açık dile getirildiği halde, madenleri, toprakları, hürriyetleri de satılığa çıkarılan insanlık, hiçbir zaman bu kadar yüz kızartıcı teslimiyet, sessizlik ve aymazlıkla suç ortaklığı içinde olmamıştı.
Gökyüzü deliniyor, buzullar eriyor... Tarımı ve geleceği yokedecek çağın felaketi olarak, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalardan sözediliyor !
Öyle bir katastrof yaşanıyor ki ; "Işık ve sevgiyle" tabii...
Bir dua gibi ; "Işık ve sevgiyle"
Belki de sadece bir cümle değildir !
Terennümünde gizil bir enerji vardır... Birbirine karışan fısıltılar reaksiyona geçer !!!”

Anket

Yeşil bilgi platformu doğa geri almadan kısa çevre filmleri yarışmasını hangi film kazanır ?

*DOGA *

19.05.2011 19:37

TOHUMUN AŞKINA..

  Tohum Askına.. Tohum işi çok ciddi. İnsanlık için yaşamsal önem taşıyor. Küresel şirketler dünya tohum pazarını yönetiyor. Biliyorlar ki, yakın bir gelecekte “Gıdayı elinde tutan dünyayı da yönetecek”!   Bazı bilim insanlarına göre, toplumları besleyen tarımsal ürünler, yarın en güçlü,...
19.05.2011 20:02

YARASALARIN ÖCÜ

F.Baykurt, 1954 yılında yayınladığı  yapıtında bize,  insanların ve yılanların yaşadıkları çevreye müdahale edildiğinde, köy ortamında ortaya çıkan toplumsal ve fiziksel çatışmayı, yerel dille  anlatır.    Yuva canlılar için önemlidir. Yaşama eyleminin başladığı,...
19.05.2011 20:06

YAŞAM AŞKLA SÜRMELİDİR

Yirmi binden fazla aşığı öldürüyorlar ve biz bilmiyoruz bile.    Onlar sevgililerine aşk şarkıları söylüyorlar.   Dağarcıkları çok zengin ve çapkın şarkılarla yüklü.    Neşeli, homurtulu, titrek ses tonlarını karıştırarak dişilerine kur yapıyorlar.    Rakip...
19.05.2011 00:00

YAŞAM

                                                  
19.05.2011 20:01

KİRLİ SAVAŞ VE DOĞA

  Bir yürek vuruşu gibi suların, yitip giden yaşamların, bunca acıların ve hüzünlerin adını koymaya çalıştık hep. Yumuşak ve adsız mevsimleri ararken biz hep gece nöbetlerini düşündük. Hakkâri’de dün sabaha karşı 11 şehit verdik. 15 askerimiz de yaralandı. Ülkeyi yönetenler “demokratik açılım”...
19.05.2011 20:12

ÇEVRE VE REFERANDUM

  Çevre ve Referandum… Ülkenin dört bir yanında çevreyi, doğayı, doğal yaşamı korumaya yönelik mücadele yürütülüyor. Farklı görüşler, siyasal anlayışlardaki kişiler, kuruluşlar, dernekler, örgütler ve gruplar yağmaya, talana, soyguna, sömürüye karşı direniyor. HES’lere, çokuluslu maden...
19.05.2011 20:12

ALLİANOİ AĞITI

  Tarihi kapatıyorlar. Üstüne beton döktüler, sonra da suyu salıverecekler. Betonun ve suyun altında kalan tarih, dayanabildiği kadar dayanacak, sonra terk edecek zamanı. Onu görmek, gezmek, ondan öğrenmek, hiç değilse yıllar sonra yeniden bulup çıkarmak imkânı yok artık.   Çok yakın...
19.05.2011 20:08

GENETİGİ DEGİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR

  GDO ZEHİRLERİ VE ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ BİRBİRİYLE NASIL İLGİLİ ?   “Ne ilgisi var?” demeyin.  Çok ilgili.   Bir taraftan şeker fabrikaları özelleştiriliyor, diğer yandan Tarım Bakanlığı bir yönetmelikle GDO’lu ürünlerin ithalatına kapıyı ardına kadar açıyor....