*|Yarnın doğası bügünden yaratılır |

 DOĞA ŞİİRLERİ

YEŞİL BİR DÜNYA İSTİYORUM

Betonların az, bahçelerin, parkların bol olduğu,
Akaryakıt kullanımının az, oksijenin bol olduğu,
Yakılan ağaçların olmadığı, dikilen ağarların bol olduğu,
Çevre dostu insanların olduğu bir dünya istiyorum.


Mermilerin, bombaların uçmadığı, beyaz güvercinlerin uçtuğu,

Yok olan dostlukların üzerine sevgi tomurcuklarının serpiştiği,
Öldürülen Filistinli kardeşlerimin yerine, huzurun, insanlığın, kardeşliğin doğduğu,
Doğadaki canlılar gibi kardeşçe yaşayacağımız bir dünya istiyorum.

Bilgiden fakir olmayan, bilgili insanların çok olduğu,
Okumaktan hakir, okumanın çok olduğu,
Sevgiden uzak insanların yerine, sevgi saçan insanların olduğu,
Sevgi çiçeklerinin olduğu bir dünya istiyorum.

Tabiatı yok edenlerin yerine tabiat gönüllülerinin olduğu,
Yok olan tabiatın yerine, yeşilin bol olduğu,
Fidansız toprağın yerine, fidanlar bol ekildiği,
Yeşil bir dünya istiyorum.

Salih ÇETİN

 

  

Baharın İlk Sabahları

Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda

Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum
Derim ki: “Sıkıntılar duradursun!”
Şairliğimle yetinir,
Avunurum

Orhan Veli Kanık

Yıldızları Seyrettim

Tek başına göçebe, mehtaplı bir gecede,
Efsunlu bir şekilde, bir ardıcın dibinde,
Oturdum saatlerce, hayal sessizliğinde,
Meçhul bir sevgiliyi bekleyen, aşık gibi

Ateş böcekleriyle, kurbağaların sesi,
En güzel orkestradan, daha güzel ahenkli,
Akan dere kadar gür, huzur sardı içimi,
Bir başka gezegende, bir başka biri gibi

Anıların içinde, kendimce geziyordum,
Aradığını bulmuş, şimdi nasıl mutluydum,
Yer ve zaman seçmeden, özgürce uçuyordum,
Boşlukta yuvarlanan, bir tüy gibi, ruh gibi 

 

 

savurgan güzel,nedir bu kendini harcaman
senin mirasın olan güzellikleri böyle?
doğa temelli vermez ,ödünç verir her zaman
eli açık olana borç verir içtenlikle
böyle yanlış kullanmak olurmu güzel pinti
miras bırakman için sana bırakılanı?
kar etmeyen tefeci bu koskoca serveti
niye tüketiyorsun yaşatmak varken canı
meraklısın kendinle içli dışlı olmaya
bu tatlı benliğin sırf aldatmağa yarar
vaktin geldi diyerek seni çağırsa doğa
vereceğin hesapta elle tutulur ne var?
kullanmazsan gömülür güzellğin seninle
kullanırsan varisin olur da sürer gider böyle

William Shakespeare

 

Günün tükendiği bu saatlerde
Tüm doğa canla başla çalışıyor.
Gece vakti bu yıldızlardan inen
Ne acayip bir korkudur kim bilir?

Etkisinde kalmış nice gizemin,
Kaygılı, bir yandan tir tir titriyor,
Karanlıkta, bilinmeyen bir gücün
Gözlerini üstünde hissediyor.

Ne büyük dehşet kendini tanımak!
Kaçışı olmadan, durmadan çalışmak,
Ebediyetin içinde devinen
Varlığın merhametine kalmak!

Bu nasıl kara, zor bir bulmaca
Amaçlar ve çözümler gizleniyor,
Birileri titrerken aşağıda,
Yukarda birileri düş görüyor.

Victor Hugo

 

Bütün ışıklar söndü, vakit gece yarısı,
Saçlarım diken diken, yüzüm ayva sarısı,
Bin kapılı sarayın, kapanmış her kapısı,
Süleyman’ın Mühürü açmaz, birini gibi

Yeryüzüne uzandım, kulağımı dayadım,
Arzın kalp atışını, ilk bu gece dinledim
Kendimi alamadım, heyacana bulandım,
Yıldızları seyrettim, uykusuz derviş gibi

 
Doğa, şarkısını söylemeye başladı
Yeşillere büründü ormanlar
Mavi elbisesini giydi sevgili deniz

Doğa, ilahisini dilllendirmeye başladı
Çeşit çeşit türde hayvan
Renkli renkli yerde bitki

Doğa, kavuşmak için açtı bağrını
Sevdiğini barındırdı yüzyıllarca
Sevmediğini ezdi geçti bir çırpıda

Doğa, verilen gucleri sahiplendi
Kabul edeni yaşattı sorunsuzca
Resti çekenin, bakmadı gözyaşına

Doğa, sevda yüklü analar gibiydi.
Yeri geldi, merhametini gösterdi
Yeri geldi, kırdı, yıktı, geçirdi.

Doğa, İlah'ın kurduğu eşsiz mekan
Milyonlarca yıldır devam eden hazine
Kim yaşadı, kim yaşıyor, kim yaşayacak?

Abdülhamit Aydın

   

 

 

Sitede ara

“Dünya karanlık ve nefretten vazgeçti mi?
Bilim Kurgu filmlerindeki felaket senaryoları tek tek gerçek oluyor.
Yapay seralarla, oksijen fanusları altında karanlık bir dünya kalacak geriye..
Derebeylik çağlarına geri dönüldü.
Emperyalistler, görülmedik bir haksızlık ve sahtekarlık tarihi yazıyorlar.
Tek tanrıları para ! Hiçbir korkuları, zerre kadar merhametleri yok !
Çokuluslu şirketlerin güdümünde, küreselleşme ( ! ) adına ulusal sınırları hiçleyip ülkeleri parçalıyor, işgal ediyor, insanları, çocukları katlediyorlar.
Bütün coğrafyalardaki hesaplar açık açık dile getirildiği halde, madenleri, toprakları, hürriyetleri de satılığa çıkarılan insanlık, hiçbir zaman bu kadar yüz kızartıcı teslimiyet, sessizlik ve aymazlıkla suç ortaklığı içinde olmamıştı.
Gökyüzü deliniyor, buzullar eriyor... Tarımı ve geleceği yokedecek çağın felaketi olarak, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalardan sözediliyor !
Öyle bir katastrof yaşanıyor ki ; "Işık ve sevgiyle" tabii...
Bir dua gibi ; "Işık ve sevgiyle"
Belki de sadece bir cümle değildir !
Terennümünde gizil bir enerji vardır... Birbirine karışan fısıltılar reaksiyona geçer !!!”

Anket

Yeşil bilgi platformu doğa geri almadan kısa çevre filmleri yarışmasını hangi film kazanır ?

*DOGA *

19.05.2011 19:37

TOHUMUN AŞKINA..

  Tohum Askına.. Tohum işi çok ciddi. İnsanlık için yaşamsal önem taşıyor. Küresel şirketler dünya tohum pazarını yönetiyor. Biliyorlar ki, yakın bir gelecekte “Gıdayı elinde tutan dünyayı da yönetecek”!   Bazı bilim insanlarına göre, toplumları besleyen tarımsal ürünler, yarın en güçlü,...
19.05.2011 20:02

YARASALARIN ÖCÜ

F.Baykurt, 1954 yılında yayınladığı  yapıtında bize,  insanların ve yılanların yaşadıkları çevreye müdahale edildiğinde, köy ortamında ortaya çıkan toplumsal ve fiziksel çatışmayı, yerel dille  anlatır.    Yuva canlılar için önemlidir. Yaşama eyleminin başladığı,...
19.05.2011 20:06

YAŞAM AŞKLA SÜRMELİDİR

Yirmi binden fazla aşığı öldürüyorlar ve biz bilmiyoruz bile.    Onlar sevgililerine aşk şarkıları söylüyorlar.   Dağarcıkları çok zengin ve çapkın şarkılarla yüklü.    Neşeli, homurtulu, titrek ses tonlarını karıştırarak dişilerine kur yapıyorlar.    Rakip...
19.05.2011 00:00

YAŞAM

                                                  
19.05.2011 20:01

KİRLİ SAVAŞ VE DOĞA

  Bir yürek vuruşu gibi suların, yitip giden yaşamların, bunca acıların ve hüzünlerin adını koymaya çalıştık hep. Yumuşak ve adsız mevsimleri ararken biz hep gece nöbetlerini düşündük. Hakkâri’de dün sabaha karşı 11 şehit verdik. 15 askerimiz de yaralandı. Ülkeyi yönetenler “demokratik açılım”...
19.05.2011 20:12

ÇEVRE VE REFERANDUM

  Çevre ve Referandum… Ülkenin dört bir yanında çevreyi, doğayı, doğal yaşamı korumaya yönelik mücadele yürütülüyor. Farklı görüşler, siyasal anlayışlardaki kişiler, kuruluşlar, dernekler, örgütler ve gruplar yağmaya, talana, soyguna, sömürüye karşı direniyor. HES’lere, çokuluslu maden...
19.05.2011 20:12

ALLİANOİ AĞITI

  Tarihi kapatıyorlar. Üstüne beton döktüler, sonra da suyu salıverecekler. Betonun ve suyun altında kalan tarih, dayanabildiği kadar dayanacak, sonra terk edecek zamanı. Onu görmek, gezmek, ondan öğrenmek, hiç değilse yıllar sonra yeniden bulup çıkarmak imkânı yok artık.   Çok yakın...
19.05.2011 20:08

GENETİGİ DEGİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR

  GDO ZEHİRLERİ VE ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ BİRBİRİYLE NASIL İLGİLİ ?   “Ne ilgisi var?” demeyin.  Çok ilgili.   Bir taraftan şeker fabrikaları özelleştiriliyor, diğer yandan Tarım Bakanlığı bir yönetmelikle GDO’lu ürünlerin ithalatına kapıyı ardına kadar açıyor....